Kayıtlar

çocukluk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çocuktan Öğrendim: Tarih Nedir?

Resim
Çocuk kanalında tarih belgeseli seyrederken: - Babacım, çok güzel bi vay bi yok anlatıyoy (Bi var bi yok: Masal) - Hayır oğlum tarih anlatıyor. Geçmişte yaşanmış şeyleri anlatıyor. - Babacım tayih en güzel masaldıy...

Çocuktan Öğrendim: Varlık ve Yokluğun Öğrettikleri

Resim
- Bunu ister misin? - I ııh - Bunu? - Iıııh - Gel şunu yapalım? - İstemiyoyum! - Ne istiyosun? - Canım hiç bi şey istemiyoy!

Simit

Resim
İlginç bir oyundu. Bu tür vurdulu kırdılı, sadist oyunlardan hep uzak durmaya çalıştım ama illa ki oynamışlığım oldu. Yöresel küçük farklılıklar olabilir veya her çocuk oyununda olduğu gibi oynayanlar kendi aralarında anlaşarak bazı şeyler ekleyip çıkarabilirler ama bizim oynadığımız simit'i hatırımda kaldığınca anlatayım. En az üç kişi olmalı ama asıl zevki 8-10 kişi ile alırsınız. Fakat oynayacağınız arkadaş grubunu iyi seçmelisiniz; zira birbirine gıcık kapan arkadaşlar bu tür oyunlarda biraraya geldiğinde büyük kavgalar çıkar. Ayrıca giyilecek ayakkabılar iyi seçilmeli, ne biliyim mesela sivri burunlu kunduralar veya bot tarzı şeyler giyilmemeli ve darbelerin sadece ama sadece ebenin dübürüne yapılması konusunda tüm oyuncularla hemfikir olunmalıdır. Yoksa zaten yapısı gereği bir kaç elden fazla sürmeyen bu oyun, daha ilk elden ebenin ağlayarak eve dönmesiyle son bulur. İlk önce bir ebe seçilir. Diğer her oyunda olduğu gibi ebe seçmede türlü türlü yollar izlenebilir, biz

Tornet

Resim
Çeşitli semtlerde “bilyeli”de denir. Mahalleli çocukların F-1 yarış arabalarıdır. Bol yokuşlu yerlerde sık rastlarsınız, yani rastlardınız. Oturak olarak kullanacağınız bir tahtanın ön ve arka altına iki çubuk çakar, bu çubukların ucuna da teker yerine geçecek birer bilyeli rulman takarsınız. Dönüş kontrolü için bazılarında ön takım ayakla yönlendirilebilecek şekilde çakılmış olur. Çocuğun hayal gücüne göre ve çeşitli kanallardan (baba, dayı, marangoz amca vb.) aldığı desteğe göre çok farklı tornet modelleri de ortaya çıkar. Tornet önüne araba markası yapıştırmalar, oturak yerine minder çakmalar, rulman yerine özel tekerler takmalar veya işi abartıp 5-6 rulman takmalar filan... Eskiden bu bilyeli rulmanları bakkallar satardı, şimdi var mıdır bilmiyorum ama bir bakkal bulduğum ilk anda soracağım. Herkesin tornet yapma imkanı olmazdı bu yüzden çoğu çocuk bu rulmanları fırlatarak onun dönerek gitmesinden aldığı hazla yetinmeye çalışırdı. Ben de bir süre böyle yapmıştım.  

Büyümemizi İstemiyorlar!

Resim
(30 Mart 2007) Birileri büyümemizi istemiyor. Bize sürekli ergenlik kültürünü pompalıyorlar. Çünkü eğer "büyürsek" zulüm çarklarına, yalan sistemlerine çomak sokabiliriz. En çok korktukları şey bu. Kabusları bu. Bu yüzden genç-yaşlı herkese hazza dayalı hormonal bir hayatı dayatıyor veya buna özendiriyorlar, ellerindeki bütün araçlarla. Aslında özendirmekle dayatmak arasındaki farkın da bir önemi kalmıyor. Hedefsiz, amaçsız, şahsiyetsiz, hissiz, duyarsız, haz için yaşayan yaratıklara benziyoruz veya benzemeye başlıyoruz. Tüm dünyayı bu yaratıklarla doldurmak için gösterilen çaba muazzam. "Topraktan değil sanki betondan yaratılmış modern insan" ve bu yüzden bitmiyor sorunları. Sürekli yönlendirilmenin verdiği büyüyememe hastalığı yüzünden olsa gerek, kendisini sadece terapi merkezlerinde, para karşılığı dinletebiliyor. Zira insanın sözünün dinlenmesi bir olgunluk esamesidir. Olgunluk ise bu haz sisteminin en büyük düşmanı. Etrafınıza bakıp da 40-50 yaşl

Rastgele

Değerlendirenler

Kim terörist?

Kim terörist?

Misafirler