Kayıtlar

hayat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Soba Sıcaklığı

Resim
Geçmiş... Geçmişini özlemeyen var mı? Acı tecrübeleri, travmatik olayları hariç tutarsak hepimiz özlüyoruz geçmişi/mizi. Bugün büyük kentlerde yaşayan çoğu kişi için gerçek bir nostaljiye dönüşmüş olan soba ve onun sıcaklığı üzerine biraz sesli düşünmek istiyorum. Tüm olumsuz yanlarına rağmen ülke olarak bile eski hale olan özlem birçok zaman ve zeminde dile getiriliyor. Bence şu an için abartılı bir düşünce şekli. Birkaç iyi özellik için o günleri bir daha kimse yaşasın istemem, o günleri yaşayan kimsenin de gerçekten o günlere geri dönmek istediğini düşünmüyorum. Benim gibi orta yaştaki kişilerin şu soğuk kış günlerinde evi için belki de en çok özlediği şey soba sıcaklığı. Özlediğimiz şey sobanın sıcaklığı mı? Aslında evet, bu konu, üzerinde çok da edebiyat parçalanacak bir konu değil. Tüm zahmetine rağmen tabi ki sobanın sıcaklığı bir başka ve değişilmezdi. Fırınında pişen patates, üzerinde kaynayan suyun sesi, portakal ya da mandalina kabuklarının kokusu vb. bunlar hep yan özellikl

İnsanlarla Uğraşmak

Resim
"İnsanlarla uğraşmayı sevmiyorum." dedi, yanındaki arkadaşına, önünden geçtiğim, taksitli alışverişiyle ilçede adı bilinen bir dükkanda çalışan genç kız. İnsanla uğraşmak... Yani kendisiyle... Bu cümleyi çok sık duyarız. İşim nedeniyle ben de defalarca kullanmışımdır. Doktorluktan pazarcılığa kadar, insanların ürettiği mesleklerin büyük çoğunluğunda doğrudan diğer insanlarla iletişim halinde olunduğundan, bu şikayeti duyacağımız kişi ve gün sayısı da artıyor. Bu mesleklerin teker teker yok olmasının bu serzenişi bitireceğini düşünmüyorum. Oluşan yeni meslekler sadece bu şikayetin kelimelerini değiştirecektir. "Yeryüzünde bir halife yaratacağım." ayetinin nesnesi olan bir varlık, asli görevinden yılıyor. Tabiri caizse insan yeryüzünde Yaradan'ın eli olmakla mükellef. Yine de şeytanın nesnesi olmak isterse bu özgürlüğe de sahip. Hayatımızdaki temel görevlerimizden biri "başkalarıyla uğraşmak", elbette olumlu anlamda. Peki bizi bıktıran sebepler neler ol

Ömür Kervanı

Resim
Aşık Veysel bir kaydında "en son şiirim" olarak nitelendiriyor "Ömür Kervanı"nı. İsmi o mu verdi bilmiyorum ama her yerde bu isimle anılıyor ve önden uyarayım, haddinden fazla hüzünlü bir kayıt.  Sivaslı bir abim rahmetliyi hatırlıyor: "Kirli şapkasıyla kahveleri gezen upuzun bir adamdı, dilencilik yapardı" diyor, hafif küçümseyerek. Veysel'i şiirleriyle tanıdığım için dilenciliği beni rahatsız etmiyor. Zira dışarıdan "dilencilik" olarak görünen şey, sanata değer vermenin bir çeşidiydi ve tüm ülkede âşıklar bu şekilde geçimlerini sağlıyordu. Esasen bu halen de böyledir. Âşıklar sazlarıyla meclisleri dolaşır, eserlerini icra eder ve geçimliklerini toplarlar. Hepimiz böyle yapmıyor muyuz? Az önce bahsettiğim ses kaydını ve metin halini aşağıya bırakıyorum. Boğazında düğümlenen kelimeleriyle yüreğimize tercüman olsun... Şatafatlı cümlelerimizin tarif edemeyeceği duyguları, yüzlerce yıllık kültürümüzle yoğrulmuş saf şiiri ile yaşatsın b

Paylaştık....

Resim
Hayatın cevaplarını paylaştı(k), tüm evet'ler ona düştü, tüm hayır'larsa bana... Eee, hayat müşterek...

Bitmiyor

Resim
"Aynamı bırak n'olur. Gurban olduğum git git bitmiyor." Geçenlerde akşam eve dönerken bindiğim dolmuşta, şoförün sözleriydi bunlar.Bir körüklü belediye otobüsü dolmuşa teğet geçerken şoför abimiz otobüsçüye böyle hitap ediyordu. Otobüsün uzunluğuna yaptığı atıf yüzünden kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi. "Git git bitmiyor" kısmı bana öyle şeyler hatırlattı ki... Bazen insana neyin neyi hatırlatacağı hiç belli olmuyor işte. 2008 Yaz sonu

Nereye?!

Resim
"Az daha hızlı gitsem gitmiştin şimdi. Niye acele ediyosun? Nereye koşuyosun, nereye koşuyosun?" Sabah işe giderken, Ulus'ta, caddeden karşıya geçmek için atılan genç hanıma, otobüs şoförünün söylenmesiydi bu sözler. "Nereye koşuyorsun"u ikinci defa söylediğinde öyle vurgulu söyledi ki, duysanız düşüncelere dalardınız hemen. "Nereye koşuyorum, nereye koşuyoruz, bu koşturmaca neden?" şeklinde entel sorular belirirdi aklınızda. Şoför abinin bunu, yani günümüz insanının anlamsız koşturmacasını kastettiğini nereden mi biliyorum? Emin olun otobüs şoförleri bir şeye vurgu yaptıklarında onu anlarsınız. Hem de hemen...

"Anı Yaşa"

Resim
Bi telefon operatörünün reklamlarında sıkça kullandığı söylem bu. "Anı yaşa". Geçen gün Janis Joplin'in bi şarkısını dinlerken de rastladım bu felsefeye. Gerçi biraz farklıydı ama olsun temelde kastettiği anı yaşamaktı. Daha önce de büyük filozof ve şair Sâdî'nin bi kitabını okurken rastladım. O ünlü söylem: "Dün artık yok, yarın henüz gelmedi, o yüzden içinde bulunduğun anı en güzel şekilde değerlendir". Tabi ki "Anı yaşa" söyleminden baya farklı bu aslında. Vehimlerle yaşamamayı öğütlüyor temelde, geçmiş ve gelecek vehimleriyle. Ama "Anı yaşa" denilince dün'ü ve yarın'ı salla gitsin şeklinde bir sonuç geliyor akla ilk olarak. Açıkçası son olarak da o geliyor :) Peki bu karınca neden çalışıyor o zaman? İnsanın farkı karınca kadar olamamak mı yoksa o bilinçsizlikte bir "çalışmak"tansa taş-toprak olmak daha mı iyi? Bilinçsiz de olsa hayatının tek anlamını başkaları için çalışmakta bulan, aslında bu şekilde ken

Otobüs Beklerken...

Resim
Kalem beni biraz uğraştırdı ama sonunda yazmaya başlayabildim. Ne garip. Bu yazıyı yazdığım defteri işim bitince çöpe atıcam; ama sanki buraya da kalemle yazıyormuşum gibi bi hava var üzerimde. Her neyse, konumuz bu değildi. Şu an mahalle camimizin hemen önündeki durakta otobüs bekliyorum. Cami bahçesine bir kaç lise genci girdi az önce. Allah'ın biz insanlara lutfettiği konuşma yeteneğini en iğrenç şekilde kullanmaya ve kim bilir kaç liralık cep telefonlarından en kötü arabesk müzikleri dinle(t)meye başladılar (Halbuki o kadar güzel arabaskler var. Cidden). Ne kroluktur ya Rabbi. Hadi grup halindeyken neyse de bunu tek başınayken yapanlara uyuz olurum. Her neyse. Ağızları bozuk, iki kelimeden biri küfür... Tuhaf bi vurgu veriyor, cümle sonlarındaki küfür :) Bu mahluklarla aynı cins olmam dışında kişisel olarak ortak bir şeylerimiz var mı diye düşünürken içlerinden biri şöyle dedi: "La oğlum, âşık oldum la a.... k..... Adı da Tuğba" İyi, dedim kendi kendime. Hiç de

Rastgele

Değerlendirenler

Kim terörist?

Kim terörist?

Misafirler