Kayıtlar

inanç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yalınlık

Resim
"Biz masumiyetimizi kaybettik. Eskiden kötülüğü bilmezdim, kötüyü bilmezdim, konuşmazdım. Bu kadar çok okuyan ve bilen biri de değildim. Şu an çok okuyorum, güya çok biliyorum. Ama sürekli kötülüğü ve kötüleri konuşur oldum. Kötülük de yapıyorum. Aynı toplumda yaşıyoruz, yaşanan değişimlere bir şekilde uyum sağlıyoruz. Eskiden böyle değildik, masumduk. Aptal değildik, ama masumduk. Galiba yalın kalmak bizim için daha iyiydi." Değerli bir büyüğümden ayak üstü dinlediğim ve faydalandığım bu cümleleri paylaşmak istedim. Okuyalım, sorgulayalım, araştıralım, analiz edelim tabi ki ama bunu yaparken her şeyi çözmüşüz edasına kapılıyoruz ve asıl bilmemiz ve yaşamamız gereken değerleri atlıyoruz. Mesela herhangi bir konuda bir işin "ehli" olma ya da "ehline sorma" kavramını kaybettik. Neden soralım, yazarız internetteki arama motorlarına, okuruz, seyrederiz ve öğreniriz; artık "biliriz"... Halbuki ilim her daim yitiğimizdir bizim. Sürekli aranması gereken

Bilmek ve/veya İnanmak

Resim
Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri, küçük görülüp ezilen inanmışlara, "Siz, Salih'in, Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğunu (sahiden)  biliyor musunuz ?" dediler. Onlar da, "Biz şüphesiz onunla gönderilene  inananlarız ." dediler. Araf 75 Yukarıdaki ayet aslında meseleyi olabilecek en yalın biçimde anlatıyor ancak içimdekileri şuracığa dökmeden rahat edemeyeceğim.   Bilmek ve inanmak konusundaki antik çağlardan gelen tartışmaları sona erdirecek haddim ve çapım yok ama düşüncelerimi ifade etsem ve kimse de kızmasa ne güzel olur. İnancının gerçekliğini ispat etmek veya birilerini inancından vazgeçirmek... Haydi bir Müslümanı Hristiyan olmaya ikna edelim, veya tam tersi. Pek mümkün değil bu. Ötekinin inancını değiştirmek için kendince çabalayan kitaplar, oluşumlar var fakat hepsi de halihazırda inananlar tarafından hazırlandığından karşı tarafa asla geçmiyor. (Yoksun/yoksul toplumların durumlarından faydalanarak adeta onları avlayan m

Seçim...

İnanmış insanlar olarak, tabî şartlarla hayatının sonuna gelmiş ve sonlu ve sahte dünyayı terk edip sonsuz ve gerçek bir hayata adım atmış olan sevdiklerimize üzüldüğümüz kadar yahut bunun onda biri kadar da olsa, etrafımızdaki ve dünyamızdaki yanlışlıklara üzülmüyorsak iki ihtimal var demektir: Ya inancımızda samimi değiliz ya da "kaybettiğimiz" sevdiklerimize karşı hissettiklerimizde... Gelin beraber seçelim...

Rastgele

Değerlendirenler

Kim terörist?

Kim terörist?

Misafirler