Kayıtlar

insan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsanlarla Uğraşmak

Resim
"İnsanlarla uğraşmayı sevmiyorum." dedi, yanındaki arkadaşına, önünden geçtiğim, taksitli alışverişiyle ilçede adı bilinen bir dükkanda çalışan genç kız. İnsanla uğraşmak... Yani kendisiyle... Bu cümleyi çok sık duyarız. İşim nedeniyle ben de defalarca kullanmışımdır. Doktorluktan pazarcılığa kadar, insanların ürettiği mesleklerin büyük çoğunluğunda doğrudan diğer insanlarla iletişim halinde olunduğundan, bu şikayeti duyacağımız kişi ve gün sayısı da artıyor. Bu mesleklerin teker teker yok olmasının bu serzenişi bitireceğini düşünmüyorum. Oluşan yeni meslekler sadece bu şikayetin kelimelerini değiştirecektir. "Yeryüzünde bir halife yaratacağım." ayetinin nesnesi olan bir varlık, asli görevinden yılıyor. Tabiri caizse insan yeryüzünde Yaradan'ın eli olmakla mükellef. Yine de şeytanın nesnesi olmak isterse bu özgürlüğe de sahip. Hayatımızdaki temel görevlerimizden biri "başkalarıyla uğraşmak", elbette olumlu anlamda. Peki bizi bıktıran sebepler neler ol

Askı Uygulaması

Resim
(Bu yazıyı yazdığım zaman tam da bir siyasinin bu konuda bir açıklaması olmuş ve yoğun eleştiriye tabi tutulmuştu. O yüzden yanlış anlaşılmamak için yazıyı bekletmiştim; ama yanlış anlamaya müsait kişiler için bu durum kronik olduğundan endişem boşunaydı, bu yüzden yine olsa bu sefer  yapmam. ) - Adamı biliyorum, tanıyorum, öğretmen, durumu iyi ama geliyor buraya "askıdan 2 ekmek ver bana" diyor. Bir şey diyemiyorum. Asıl ihtiyaç sahibi isteyemiyor ama bunun gibiler... Aynı olaylar yeşil kart verilen zamanlarda da yaşanırdı. Altında arabası-evi olan iyi giyimli insanlar da bulunurdu kart sıralarında. Ya da kömür ve sair yardım talepleri toplanırken ihtiyaç sahibi olmadığı bilinen ama kağıt üstündeki kriterleri karşıladığı için başvuran ve yardım çıkan belli bir grup erdem yoksunu insan da vardı. Dilencilik yaparak hayatını idame ettiren ama aslında banka hesaplarında milyonlarca lirası olan kişiler de var, gerek bizzat tanıdığımız gerekse haberlerini izlediğimiz-duy

Karşı-lık

Resim
  Sabah kalktım işe gidiyorum. Marketçi abiye teşekkür etmek için söze başladım: - Abi Ankara'daydım ben, hanımı hastaneye götürmüşsün, Allah razı olsun. - Ne demek kardeşim, komşuyuz biz, lafı olmaz. Buraya kadar her şey güzel, normal. Sonrasında ise şu dünyada midemi bulandıran bir avuç huydan biri sabah sabah çıkıyor karşıma - yeniden: - Sen de bizim işimizi görüyorsun. Her şey karşılıklı bu dünyada, öyle değil mi? Bunu söyleyen kişi bir esnaf. Dürüst, erdemli esnaflara lafım yok ama bu bir ruh hali. Esnaf ruhu. Tuz ruhundan daha yakıcı, aşındırıcı. Her şeyin karşılıklı olması, politik münasebetlerde bir yere kadar anlaşılabilir -belki- ama insan ilişkilerinin bu temel üzerine inşa edilmesi en hafif tabirle tiksindirici. Halbuki inancımızda da kültürümüzde de muhtaç kişinin dinine, milliyetine, cinsine-cibilliyetine bakılmadığı gibi iyiliğine-kötülüğüne de bakılmaz. Muhtacın sadece ihtiyacı giderilir, yoksa yapılan şeyin adı iyilik değil, ticaret olur. Tıpkı bu abimizin yaptığı

Çamurdan Yaratılış Üzerine

Resim
Eski çok tanrılı dinlerde yer alan birçok kavram veya görsel üzerinden semavi dinlere yapılan bir saldırı var. Bu saldırı birçok alanda kendini gösteriyor ama sadece insanın yaratılışı üzerinden yapılan hatalı ironilere değinmek istiyorum. Zaten diğer alanlarda yapılan dezenformasyonun temeli de aynı. Kur'an'da insanın yaratılışı hakkındaki bazı ayetleri kısaca sıralayalım: هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ مِنْ ط۪ينٍ ... Sizi balçıktan yaratan O’dur… Enam: 2   وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ سُلَالَةٍ مِنْ ط۪ينٍۚ İnsanı çamurdan süzülen bir özden yarattık. Mü’minun: 12  خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِۙ O insanı pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı.  Rahman:14 اِنَّ مَثَلَ ع۪يسٰى عِنْدَ اللّٰهِ كَمَثَلِ اٰدَمَۜ خَلَقَهُ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ قَالَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ Allah katında İsa’nın durumu tıpkı Adem’in durumu gibidir. Âdem’i topraktan yarattı sonra “Ol!" dedi; o da oluştu.  Al-i İmran: 59 اَلَّذ۪ٓي اَحْسَنَ كُلَّ شَيْء

Sırada Beklemek

Resim
Markette kasada sırada bekliyorum. Beş-altı kişiyiz. Bir kaç dakika sonra arkamdaki teyze, dünyada o anda edindiği en büyük dert ile başladı söylenmeye: "Bileydim yan tarafa geçerdim, bu baya yavaşmış, hiç ilerlemiyor." Bir kaç dakika sonra yine aynı bıdı bıdılar. Bunun çok önemli bir konu olmadığı konusunda birkaç kelam ettimse de tabi ki başarılı olamadım. Yerimi de teklif ettim ama olmadı. Belki çocuk acemi, belki işe bugün başladı, belki en öndeki kişinin bir iade işlemi var veya gerçekten kasiyer yavaş birisi, ne var bunda? Kaç dakika kaybettin ki teyzem? İşini herkesten önce görünce, arta kalan zamanında atomu mu parçalayacaksın, Mars'a mı gideceksin, bir virüse ilaç mı bulacaksın kurban olduğum? En kötü ihtimalle, tam bir sanat eseri olan aşk dizisinin ilk on dakikasını kaçırmış olursun. Lüzumsuz yere, teyzemin gösterdiği ön yargının aynısını ona karşı göstermeye başladım. Sırada bekleme konusunda neden bu kadar agresifiz anlam veremiyorum. Sadece markette değ

Rastgele

Değerlendirenler

Kim terörist?

Kim terörist?

Misafirler