Görmek
Geçenlerde göz yanılmalarıyla ilgili bir çalışma seyrettim ve gör(e)mediğime olan inancım bir kat daha arttı. "Gözümle görmeden inanmam", "gözümle görmediğime inanmam" yada "gözlerimle gördüm ben" diyerek cümleye başlayanlara karşı daha da bi temkinliyim gayrı.
Bu güzide organımızın ne kadar kolay manipüle edildiğini görünce insanın kendine güveni kayboluyor.
Bu gölgeler dünyasında gözünle gördüğüne nasıl inanabilirsin ki?
Belki tüm duyular için bu geçerli ama görme duyumuz en yanıltıcı olanı ve de en yaralayıcı sonuçlara neden olanı. Yani salatalıkla sakız kabağının kokusunu birbirine karıştırsanız sorun olmaz ama az önce bıçaklanmış birisini kurtarmaya çalışan bir adamı birkaç saniyelik gecikmeyle katil sanıp hiç yere hapse atabilirsiniz. O vakit "görmek" dediğimiz mefhumu yeniden tarif edip ona göre "gördüm" diyebilmemiz gerekiyor.
Günlük yaşantımızdan ülke yönetimine, adalet sisteminden çocuk yetiştirmeye kadar; salt beş duyumuza güvenerek bir hayat kurduğumuzda, başta kendimize ve sonra etrafımızda ne ve kim varsa ona zulmetmemiz ise işten değil... Öyle mi? Öyle...
Yorumlar
Yorum Gönder