Dede...
"Allah taksiratını affetsin" dediklerinde en azından bende bir rahatsızlık oluşuyor, sanki rahmetli günahkarın biriymiş gibi hissediyorum. Taksir ve kasıtlı günah aynı şeyler değil farkındayım ama istemsiz bir duygu bu. Yıllar önce Türkmeneli TV'de bir programda rastlamıştım. Konuşmacılar sevdikleri birinin adını anarken (kişi sağ bu arada) "Allah affetsin" dileğiyle birlikte söze başlıyorlardı. Allah'ın affı olmadan hiç birimizin cennete giremeyeceğinin âdetlerde yerini bulmasına güzel bir örnek aslında. Bu nedenle "taksirat affı" dileği sunan herkesin ardından bu düşüncelere dalarak kendimi yeniden ikna ediyorum. Aslında gittiği için değil üzüntümüz. Keşke hepimizin bu şekilde bir hayatı ve ölümü olsa... Yaklaşık 95 yaşındaydı rahmetli. Asıl üzüntümüz biraz daha beraber olamayacağımızdan. Semerciymiş çok eskiden. Son gece kalkıp iğne iplik istemiş, yattığı yorganın kenarını dikmeye başlamış. İnsan hafızası çok ilginç... Gerçek anlamda sini