Bağımsız Yargı
Asansör bekliyorum geçenlerde. Karşımda bir adam, gözümün içine bakıyor. Merhaba demem lazım insaniyet namına, kafam dalgın, demiyorum. Ağzımı açamıyorum, sebepsiz. O da demiyor, belki de benden bekliyor. Aynı kata geldik, indi ve bir şey demeden gitti, ben de bir şey demedim. Öyle odun gibi bir seyahat geçirdik beraber, otuz saniye boyunca. Yaşadığımız tek bir olaya bakıp/takılıp çok çabuk kararlar veriyoruz birbirimiz hakkında. Hemen kesin yargılarda bulunuyoruz. Belki de her şey şu anlattığım olay kadar basit ve de anlamsız. Artık yoruldum. Gençken her şeye ve herkese itiraz ediyor insan; hatta bunun gençlikten kaynaklandığını söyleyenlere bile. Eskiden yanımdakinin daha dindar olmak için yaptığını düşündüğüm takkesinden, sakalından bile rahatsızlık duyardım. Sanki ben çok matah biriymişim gibi. Zaman geçtikçe hepsi boş görünüyor gözüme. Sadece kendimi düzeltmeye çalışıyorum artık, en çok hatanın kendimde olduğunu fark edeli uzun bir süre oldu. Yoruldum. En çok d...