Kayıtlar

Olmaz ki...

Resim
Evvelki gün otobüsle eve dönüyorum. Çoğu zamanki gibi otobüsün arka kapısı kenarında cama yaslanmış dikiliyorum. Bir hanım, "modern" bir hanım... Hemen önümde, demirden tutunarak ayakta durmaya çalışıyor. Burnu akıyor. Ama yanında bir peçete bulundurmaktan aciz. Rujunu asla eksik etmez yanından ama bir peçetesi yok. Burnunu, demiri tuttuğu eliyle siliyor ve aynı eliyle yeniden demiri tutmaya devam ediyor. Hani olur, insan otobüste ayakta durmaya çalışırken bazen peçetesini çıkarmak zor olur ama hiç değilse öbür eline sil mübarek, koluna sil -vallahi daha temiz olur. Yani oraya buraya bulaştırmak mı gerek illa. Tuhaf oldum. Daha önce burnunu eliyle silen nezle hanıma çok rastladım ama aynı eliyle otobüste tutunmaya devam edenini ilk defa gördüm. Bu bana geçen gün Cuma çıkışında kulağını karıştıran adamı hatırlattı birden ama iyice iğrençleşmek istemiyorum şimdi. Kimseyi suçladığım falan da yok ama temiz olmak bu kadar mı ağır gelir insana yahu!

Sevmeyi Bilmek

Resim
2008 yılının ekim ayında mahallemizde gördüğüm bir yazı. Yazan çocuğun sevgiden ne anladığını bilemeyiz ama şu var ki çok doğru demiş.

Doğru Söz

"Sözüm hakikat olsun da odun olsun tek." Mehmet Âkif ERSOY İnsan gençken idealist oluyor. Prensiplerinden ödün vermemeye çalışıyor; ama "iş hayatı" denen samimiyetsiz ve adaletsiz ortam, insanları; prensipleri-inançları için fedakârlık yapmaktan uzaklaştırıyor, en küçük fedakârlıktan bile. Daha önce yanlış olduğuna inandığı her şeyi bir vesile ve/veya mazeret ile yapmaya başlıyor. Bu acı bi durum. Âkif merhumun bu sözü, bunları hatırlattı birden. Çünkü "yalan" dediğimiz şey, bu çağın en yaygın hastalığı, diğer bütün hastalıklardan daha tehlikeli ve bulaşıcı.

Geçici

Resim
Bu sabah otobüs beklerken, durakta iki abinin konuşmasında kulağıma sürekli takılan bir cümle vardı: "Para gelip geçici.". Nereye ne kadar ödemek zorunda kaldığını anlatırken hemen her cümle sonunda "Para dediğin nedir ki? Gelip geçici" diyordu. Ama ses tonundan ızdırabı anlaşılıyordu. "Gelip geçici"... Evet, ama sadece para değil ki geçici olan. Kardeşimin geçen gün gönderdiği Fight Clup repliklerinden bir alıntıyla son versem bu kısa yazıya, uygun olur sanırım: "...hayatta elde edebileceğimiz her şeyin sonunda çöpe gideceğini anladığınız zaman ağlamak çok kolaydır."

"Anı Yaşa"

Resim
Bi telefon operatörünün reklamlarında sıkça kullandığı söylem bu. "Anı yaşa". Geçen gün Janis Joplin'in bi şarkısını dinlerken de rastladım bu felsefeye. Gerçi biraz farklıydı ama olsun temelde kastettiği anı yaşamaktı. Daha önce de büyük filozof ve şair Sâdî'nin bi kitabını okurken rastladım. O ünlü söylem: "Dün artık yok, yarın henüz gelmedi, o yüzden içinde bulunduğun anı en güzel şekilde değerlendir". Tabi ki "Anı yaşa" söyleminden baya farklı bu aslında. Vehimlerle yaşamamayı öğütlüyor temelde, geçmiş ve gelecek vehimleriyle. Ama "Anı yaşa" denilince dün'ü ve yarın'ı salla gitsin şeklinde bir sonuç geliyor akla ilk olarak. Açıkçası son olarak da o geliyor :) Peki bu karınca neden çalışıyor o zaman? İnsanın farkı karınca kadar olamamak mı yoksa o bilinçsizlikte bir "çalışmak"tansa taş-toprak olmak daha mı iyi? Bilinçsiz de olsa hayatının tek anlamını başkaları için çalışmakta bulan, aslında bu şekilde ken

Rastgele

Değerlendirenler

Kim terörist?

Kim terörist?

Misafirler