Kayıtlar

çocuk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çocuktan Öğrendim: Vicdan

Resim
Sinemaya gittik. Hanım başka bir filme gitti. Ben de oğlumla (7) bir çocuk filmine girdim. Hanımın filmi 15 dakika erken başladı. Ara verilince hanımın salona gidip ziyaret ettik, onun salonunda da ara verilmişti. Oğlum doğal olarak bir rahatsızlık duymadı bundan, yani arada annesinin yanına gitmekten. Sonra bizim filmimiz erken bitti. Hanımın salonun önünde beklerken dedim ki: - Oğlum salon boş, hadi annenin yanına gidip oturalım. Birazdan onunki de biter. - Hayır babacım olmaz. - Neden? - Biz filmimizi seyrettik, başka filme giremeyiz. - Ama zaten paramızı verdik ve filmimiz bitti. Bu film de birazdan bitecek. - Hayır, bizim hakkımız bitti, giremeyiz. Ben rahat edemem öyle. Haklıydı, bu yüzden de film bitene ve seyirciler çıkana kadar bekledik. Dünyayı çocuklar yönetsin n'olur! Bu vicdanı, hakkaniyetli davranmayı ve ince düşünmeyi tam olarak hangi yaşta ve nasıl kaybediyoruz bilmiyorum küçüğüm; ama lütfen bunu korumak için çaba göster, her şeye, herkese, hepimize rağmen... 11 Ara

Çocuktan Öğrendim: Öldürmek

Resim
Ne oyunu oynadığımızı hatırlamıyorum, notlarıma yazmamışım; ama şöyle demişti küçük filozof 2020 Ocak ayında: - Kıyallay (krallar) öölediy babacım, öldüymen geyekiy. Kralsan öldürmen gerekir. Kastı buydu. Gücün zararları üzerine en yalın yorum bu olsa gerek.

Çocuktan Öğrendim: Oyun(cak)

Resim
Oğlumun en çok oynadığı ve belki de en çok sevdiği şey bu idi, birkaç yaş daha küçükken. Oyuncak bile diyemiyorum, sünger bir koltuk yastığı. Araba, gemi, uçak, silah, motosiklet, çiçek, yatak, masa, kalem, at... Akla ilk gelen şeyden son gelen şeye kadar, birazcık hayal gücü ile her nesneye veya canlıya dönüşebilen bir "oyuncak". Çocuklara çokça oyuncak veya şekerleme almaya gerek yok belki de, sadece beraber kaliteli zaman harcamak gerekiyor eğlenmeleri için. Çok şey istemiyorlar ama onlara ayıracak vaktimiz yok artık; çünkü kendimize ayıracak vaktimiz de yok. Her gün bir dizimiz var, kahvede arkadaşlar bekler, takip ettiğimiz sosyal medya hesaplarının son gönderilerine bakmamız lazım, planlarımız "projelerimiz" var. Oysa çocuklarımız en önemli yol arkadaşlarımızdır. Onlarla geçirdiğimiz her özel an, sadece onları değil bizi de olgunlaştırıyor, iyileştiriyor. Bunu fark edemeyince, para verip aldığımız şeyleri onun için yaptığımız bir fedakarlık sanıyoruz,

Çocuktan Öğrendim: Elalem

Resim
06/12/2019. Bugün kreşteki ilk günü. Suluğunu koymayı unutmuşuz. İlk gününün akşamında çantasını yeniden düzenliyoruz. Evde iki tane suluğu var. Biri daha afili olduğundan onu seçiyor. Sebep: "Bunu beğenirler..." Bizden veya ailenin herhangi bir ferdinden ayrı geçirdiği ilk tam günü olması, insanda çocuğunu evlatlık vermiş gibi çok tuhaf bir his uyandırıyor. Kahvaltı yapmamış, "Evde yedim" demiş, alakası yok; tuvalete çıkmamış öğleye kadar. İlk gün gerginliği, normal... Bu "zor" şartlarda geliştirdiği ilk duygunun kendini beğendirmek olması beni şaşırtıyor. Aile, özellikle de ebeveynler, çocukları sebepsiz sever ve onlar da bunun muhtemelen farkındadırlar; ama  çocuk dışarıya açılmaya başlayınca işler değişiyor. Aslında beni asıl üzen, artık aramıza mesafelerin girmeye başlaması. Birkaç sene içinde okula başlayacak ve neredeyse tamamen uzaklaşacak. "Bütün gün sizi düşündüm." diyor. Üzülüyoruz. Ne ara anne-babamı bütün gün düşünmeyi bıraktığı

Gazoz Kapağı

Resim
2019 Ağustos ayında oğlumla mahallede gezerken rastlamıştık bu görüntüye. Çocuklar gazoz kapağı oynuyor. Oturduk ve biraz seyrettik onları.  Yaşım tutmasına rağmen benim bile oynayamadığım bir oyun bu aslında. Gerçi benim zamanımda  bizim mahallede pek popüler sayılmazdı. Biz konserve kapaklarını çamurla doldurup tam bir yuvarlak plaka elde eder ve onu asfaltta kaydırarak diğer kapakları vurmak suretiyle miskete benzer bir oyun oynardık. Mahallemizdeki çocukların ağzı çok bozuk olduğundan pek fazla çıkamazdık dışarı ama bir kaç oyun arkadaşımız vardı yine de. Bu zamanın ağzı bozukluğundan ise bu kadar kolay kaçmak pek mümkün değil. Her videonun, her gönderinin altında ağzı, aklı veya yüreği foseptik çukuruna benzeyen onlarca kişinin yorumlarına maruz kalıyoruz. Bu tarz oyunların hemen hepsinde olduğu gibi gazoz kapağı oyununda da temel amaç rakibi/rakipleri ütmektir, yani diğer oyuncuların elindeki bütün kapakları kazanmak. Biraz daha yakın tarihteki, cipslerin içinden çık

Çocuktan Öğrendim: Türk

Resim
- Bak oğlum bu bizim bayrağımız, ay ve yıldız. - Tüyk oldu-u için kıymızı di mi babacım?... - Evet oğlum...

Çelişki...

Resim
Kendisi sigara içip de çocuğuna "içme" demek kadar abes, tüm boş zamanını cep telefonu ile geçirip çocuğa tableti yasaklamak...

Çocuktan Öğrendim: Tarih Nedir?

Resim
Çocuk kanalında tarih belgeseli seyrederken: - Babacım, çok güzel bi vay bi yok anlatıyoy (Bi var bi yok: Masal) - Hayır oğlum tarih anlatıyor. Geçmişte yaşanmış şeyleri anlatıyor. - Babacım tayih en güzel masaldıy...

Çocuktan Öğrendim: Varlık ve Yokluğun Öğrettikleri

Resim
- Bunu ister misin? - I ııh - Bunu? - Iıııh - Gel şunu yapalım? - İstemiyoyum! - Ne istiyosun? - Canım hiç bi şey istemiyoy!

Evlat Sevgisi & Allah Sevgisi

Resim
Bir muhabbet meclisinde bir abim şöyle demişti: "Akşam eve geliyorum ve fark ediyorum ki ben imanımı evladım kadar sevemiyorum..." Biraz durup düşününce fark ettim ki dil ile çok kolay söylenen ama uygulamada çok zor olan bir eylem bu: Allah'ı sevmek. Evlat sevgisi kişi ile çocuk arasındaki fiziksel bir bağ temelinde oluşan ya da başlayan bir sevgi. Bu bağ her zaman biyolojik şekilde başlamayabilir. Evlatlık çocuklar da aynı şekilde sevilebilir. Ama diğer bütün sevgiler çok daha farklı bir çaba gerektiriyor. Evladını anlamak gibi bir durumu olmaz çoğu zaman ebeveynlerin. Çoğunlukla elde olmaz bu anlamadan sevme durumu, sadece seversin. Ancak Yaradan'a duyulan sevgi diğer tüm sevgilerin temelindedir ve "Seviyoruz tabi ki" deyip bırakılamaz. İspat ister her daim. Aslında bütün sevgiler böyledir, teoride. Her "normal" insan ailesini sever ama bunu gösteremeyebilir veya farklı şekillerde ifade edebilir. Ancak bir yerde bu sevgi muhakkak kendini gö

Çocuktan Öğrendim: Gelecek Kaygısı/Tamahkârlık

Resim
- Babadım kimseye çöyleme! - Neyi oğlum? - Eelma yediimizi. - Neden? - (Fısıltı şeklinde) O zaman bitey...

Çocuktan Öğrendim: Kıskançlık

Resim
Bana veya annesine sarılan birisi olduğunda araya girip itiyor sarılan kişiyi. Hatta anne-babanın birbirine sarılmasına bile tahammülü yok. Belki de "kıskançlık" en primitif duygularımızdan biri.  Kendinden küçüklere veya büyüklere ilgi gösterdiğimizde sorun yok; ama yaşıtlarıyla biraz ilgilendiğimizde yine kıyamet kopuyor. Tek odak kendisi olmalı. Bütün çabası bu yönde. Çok tanıdık bir duygu aslında. Yedisinde ve yetmişinde aynı olma durumu, temel insan özellikleri açısından ne kadar da doğru imiş, heyhat!

En iyi çocuk oyuncağı şarkısı olabilir

Resim
"yahut (kendi) aç iken (başkasını) doyurmaktır." Beled Suresi 14. ayet "Ve kendi canları çekmesine rağmen muhtaçlara, yetimlere ve esirlere yedirirler," İnsan Suresi 8. ayet

Câmi...

Resim
Câmi, toplayan, birleştiren, cem eden demek. Birisi bana bugün câmilerimizin neyi birleştirebildiğini söyleyebilir mi? Her cuma toplanıp duruyoruz câmilerde en az haftada bir defa ama ortaya çıkan şey kuru kalabalıktan öteye geçemiyor. Zaten haftanın son iş günü ve en yoğun günü olduğu (en azından kamuda ve belli bazı özel sektörde) için bir an evvel işe dönme düşünceleriyle geçiyor namazımız. Hiç bir sosyal aktivite yok. "Allah kabul etsin" diyenlere içimden soruyorum "Neyi? Ne yaptık ki biz şimdi?" Normal vakitler ise zaten hazin geçiyor. Bazı şehirlerdeki bazı câmiler; Kuran kursu, yemekhane, kütüphane, internet kafe, kafeterya, spor salonu gibi günümüzün külliyesi şeklinde yapılmış olsa da genel durum bu şekilde değil. O yüzden hacca gidip de Kâbe'nin etrafında ayaklarını uzatıp uyuyanları ya da namaz esnasında kolu kaşındığı için kaşınanları görünce bizimkiler bunu saygısızlık sanıyor. Asıl saygısızlığın ibadethaneleri ruhsuzlaştıran ve adeta başka dinle

At, avrat, evlat...

Resim
Her zaman üçüncü kelimede bir yanlışlık olduğunu düşünmüştüm. Fazla domestik (hanım evladı) ya da fazla feminen (karı kılıklı) bi yorum olduğu düşünülebilir ama Allah biz'e bir bebek bağışladığında başka türlü düşünmek zor oluyor. Bi kere "silah" kafiyeyi bile bozuyor. Barınma, güvenlik ve ulaşım imkanları; beraber yaşanacak bir hayat arkadaşı ve sonrasında da bir çocuk. Sıra böyle ilerlemeli. Güvenliği sağlayan şey silah değil ki. O, tam tersi güvensizliğin sembolü. Tamam, çocuk sahibi olamayanların durumu ne olacak peki? Bu da ayrı bir imtihan. Çocuklu veya çocuksuz her şey sınanmamız için. Neticede hiç evlen(e)meyen insanlar da var. Kimse birinin diğerinden daha kolay olduğunu iddia edemez. İmtihanların en çetrefellisi evlat ile olanı olsa gerek. Evlenerek aldığınız eş sorumluluğu ile kıyaslanamayacak ölçüde bi yük geliyor insanın omuzlarına, beyniniz adeta ikiye bölünüyor. Anne-babanıza olan saygınız tavan yapıyor. Yolda-belde, televizyonda, internette ya da kita

Rastgele

Değerlendirenler

Kim terörist?

Kim terörist?

Misafirler