Güç...
Bir araba reklamında (VW - Volt) "Kuralları güçlü olan koyar." diyordu. Evet, bu kahrolası vakıa ve bunu reklamlarda bile içimize işletmeye çalışan köhne zihniyet... Bunu mutlak gerçek gibi göstermeye çalışan hatta "Siz de güçlü olun, süper güç olun siz de kural koyun!" der gibi mazlumların zihnine bile "Bir gün biz de ezeceğiz!" nüvesini yerleştiren zalimler ve uşakları... Ve bu adi düzenin "içinde" kurtuluş projeleri üretmeye çalışan cehalet, belki çaresizlik... Dirilişin saflığı ve gücünü göremeyen kör(eltilmiş) gözler... Korkak ruhlar, karışmış kafalar, boğulmuş yürekler... Ne kadar çok konuşursak o kadar az düşünüyoruz, o kadar çok kan(dırıl)ıyoruz. Ve ne kadar da çok konuşuyoruz. Eyleme geçme vakti ne zaman? Susmak değil gereken ya da durmadan konuşmak. Hayır! Devrim veya anarşi değil bahsettiğim. Başka bir şey bu, bir tazelenme, derin bir silkeleniş... Hindiden veya kargadan bir farkımız olsun için... Bülbüller gibi konuşacağı zamanı