Kayıtlar

Dikkat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ülkelere "Barış" getirenlere ithaftır...

Resim

Güç sorunu

"Entelektüel olmak herkese bir çağrıdır. Bu şu anlama geliyor, insanlık için önemli olan sorunları çözmede herkesin kendi aklını kullanması. Bazı insanlar yöneldikleri doğrultuda yol almak için yeterince konformisttir, güçlüdür ve ayrıcalıklıdır. Bu durumda kimse, hiçbir şekilde bir taksi şoföründen daha entelektüel olamaz. Bu taksi şoförü tesadüf eseri aynı şeyleri düşünen ve muhtemelen daha akıllı, ama daha az yüzeysel olan birisidir, çünkü bu gücün bir sorunudur." Noam Chomsky

Olmaz..

"Sosis imalatı ve siyasî pazarlıklar kamuoyu önünde yapılmaz; çünkü ikisi de mide bulandırır." Otto von Bismarck

Hemen karar verme!

Resim
Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla ... " Ey iman edenler! Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz." Hucûrât/6

Sessizlik

Resim
"Sessizliğe inananlardan yanayım; bu konuda saatlerce konuşabilirim." Bernard Shaw

Beklenti

"Eğer aynı şeyleri tekrar tekrar yapıyor ve farklı sonuçlar bekliyorsanız, işte bu deliliğin ta kendisidir." Varım Çünkü Varız adlı belgeselden

Yalancıyız!

Resim
Geçen hafta Cuma namazında, imam iki rekatta iki kısa ayet okumuştu ama hayatımdaki en etkileyici Cuma idi diyebilirim. İlk rekatta okuduğu ayetin anlamını temel Arapça bilgimle çat pat çıkarmıştım: "Ey iman edenler, sabır ve namazla O'ndan yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara 153). İkinci rekatta okuduğunu ise çıkaramamıştım. Anlamını bilmeden kılınan namaz emin olun jimnastikten farksızdır. O yüzden çıkışta yanımızdaki Arapça bilen abimize sordum anlamını ve emin olun o olmasa gidip imama soracaktım. Anlamı şu dedi: "Ey iman edenler, neden söylediklerinizi yapmıyorsunuz?!". O sırada birkaç kişiydik ve anlamı duyunca bir-iki saniyeliğine toplu bir şok yaşadık veya ben öyle hissettim. Hâlen şoktan kurtulmuş sayılmam ve kurtulmak da istemiyorum. Sürekli okuyorum bu âyeti. Kısa bir araştırmayla Saf Suresinin 2. âyeti olduğunu öğrendim. Meallerdeki anlamı biraz daha farklı ama aynı kapıya çıkıyor:  "Ey iman edenler! Yapmayacağ

Alıntı

Resim
Mutlu e dem eyeceksen, meşgul de etmeyeceksin. Özdemir Asaf ( Alıntıdır, tüm alınanlara...)

Feda-kârlık

Resim
Üzerine alınan tüm feda-kâr insanlara gelsin... Ve fedakarlığı bu şekilde paylaşmak zorunda olanlara...

Hesap!

Resim
Constantin PAVEL (Romanyalı bir karikatürist) Karikatürü bu yüzden çok seviyorum. Bi çuval laf döksen de etkili bir şekil de anlatamayacağın bir konuyu bir kaç çizgiyle beynine kazıyor. Mizah dergilerindekilerden bahsetmiyorum tabi... Tamam, onlardan da güzel olanlar var, insana moral veriyor, gülmekten kırıyor bazıları hatta. Neyse, siz kastımı anladınız.

İstenen

Resim
"Sen aşkımı istemedin, beni ele geçirmek istedin..." (Dark Shadows (Karanlık Gölgeler) filminden günümüz insan ilişkilerine dair çok anlamlı eleştirilerin çıkarılabileceği bir alıntı.)

Oruç...

"Hayvanı bağlamışsın, sabahtan akşama kadar yemek vermemişsin, işte öyle: Oruç tutuyorsun; ama namaz yok, örtü yok... Ne farkı var?!" Bir kitap dolusu laf söylesek durumu bu kadar çarpıcı anlatamazdık sanırım. Hacıannemize teşekkürler.

Neydi...

Resim
"Neydi dertleri bize!..." Üzerinden 16 yıl geçmiş olmasına rağmen acısı hiç dinmeyen Başbağlar Köyü'nden bir kadının hıçkırıklar içinde sorduğu soruydu bu. "Neydi dertleri bize..." 33 masum insan vahşice öldürüldü. Sivas katliamından sadece 3 gün sonra. Ve yine Sivas katliamındaki gibi 33 insan. Ve bugün bile bu oyunu göremeyip merhum Yazıcı'nın soğukta donarak ölmesini Sivas'ta yanarak can veren insanların intikamı gibi görenler... Birilerinin bu ülke ile dertleri var ve halletmek için kaç kişinin öldüğü, ne kadar çok kişinin acı çektiğini hiç önemsemiyorlar. Gözümüze soka soka oynuyorlar oyunlarını ama artık görecek göz de kalmamış...

Saygının Kaynağı

Resim
Bugün akşam yedi buçuk gibi otobüsle eve dönüş yolundayım. Karşımdaki koltuktaki amca, yanındaki (nispeten) gence dönerek: "Yer verdiğin için teşekkür ederim, çok yorulmuştum." şeklinde minnettarlığını bildiriyordu (Merak etmeyin, ben amcadan sonra oturmuştum, bazılarınız neden önce benim yer vermediğimi sorabilir). Amcanın teşekkür ettiği abinin cevabı şu oldu: "Rica ederim amca, yarın biz de yaşlanıcaz." İlk başta sanki normal bi cevapmış gibi geliyor ama azıcık düşününce aslında çok büyük bi kabalık. Yani yapılan iyiliğin kaynağı - sebebi, yarın aynı duruma kişinin kendisinin de düşme ihtimali. Son derece faydacı bir yaklaşım. Yürekten yapılmıyor. Yarın bana da yer verilecek umuduyla yapılan bir "iyilik". Tabi bunda, "Siz de zaman gelecek yaşlanacaksınız elbet!" tarzında çıkışlar yapan amcaların ve teyzelerin rolü de büyük. Çocuklara da o şekilde öğretilmiyor mu? Yaşlı insanlara yer vermeliyiz ki yarın biz yaşlandığımızda bize de yer ver

Olmaz ki...

Resim
Evvelki gün otobüsle eve dönüyorum. Çoğu zamanki gibi otobüsün arka kapısı kenarında cama yaslanmış dikiliyorum. Bir hanım, "modern" bir hanım... Hemen önümde, demirden tutunarak ayakta durmaya çalışıyor. Burnu akıyor. Ama yanında bir peçete bulundurmaktan aciz. Rujunu asla eksik etmez yanından ama bir peçetesi yok. Burnunu, demiri tuttuğu eliyle siliyor ve aynı eliyle yeniden demiri tutmaya devam ediyor. Hani olur, insan otobüste ayakta durmaya çalışırken bazen peçetesini çıkarmak zor olur ama hiç değilse öbür eline sil mübarek, koluna sil -vallahi daha temiz olur. Yani oraya buraya bulaştırmak mı gerek illa. Tuhaf oldum. Daha önce burnunu eliyle silen nezle hanıma çok rastladım ama aynı eliyle otobüste tutunmaya devam edenini ilk defa gördüm. Bu bana geçen gün Cuma çıkışında kulağını karıştıran adamı hatırlattı birden ama iyice iğrençleşmek istemiyorum şimdi. Kimseyi suçladığım falan da yok ama temiz olmak bu kadar mı ağır gelir insana yahu!

Umut

Resim
"Umut güzel bir şeydir hatta en güzel şeydir ve güzel şeyler asla ölmez." Esaretin Bedeli adlı filmden. "Son ölen hep umut olur." Rus atasözü

Sanayi

Resim
"Yirminci yüzyıl özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra, birlik ve çokluk çağıdır. ...bugün dünyanın neresine giderseniz gidin, bir giyim biçimine, bir yaşantı biçimine, bir sosyal ilişkiler biçimine; bir siyaset, idare ve devleti ilgilendiren form biçimine ve bir harcama biçimine doğru yöneldiğini görürsünüz. Niçin? Çünkü yaşam sanayileşmektedir. Sanayinin, temelde bütün milletleri, kökleri ve çeşitlilikleri tek tip kılma özelliği vardır." A. Ş. 40 yıl kadar önce bir sosyoloğun sözleri... Doğru söze ne denir. Fotoğraf : Sanayi Devrimi, Şafak Tortu

Malcolm X'ten...

Resim
Gözlerimizi oymuşlar şimdi de göremiyoruz diye bizi kınıyorlar. * Evet ben aşırıyım; çünkü benim halkım, bu ülkede aşırı derecede kötü durumda!

Yorumsuz

Resim
Aktütün saldırısından sonra...

Martin Luther - Bir Rüyam Var (I have a Dream)

Resim
Batı kültürü farklılarla barışık değildir. Halen siyah zülmünü haberlerde görebiliyoruz, kendimizi kandırmayalım. Bu anlayışlarını diğer kültürlere de bulaştırıp kendilerine fayda sağlamak istiyorlar. Yeni "zenci"ler üretiyorlar. Yeni kavgalar... Bunun illa bir program dahilinde yapılmasına gerek yok. Sürekli toplama, tüketme hırsının doğal sonucudur bu. * Martin Luther King 15 Ocak 1929'da ABD'nin Atlanta şehrinde dünyaya geldi. Kısa süren yaşamı boyunca zorlukları, acıları ve başarıları birlikte yaşadı. 25 defa tutuklandı, 4 kez suikasta uğradı, 1963'de Times dergisi tarafından yılın adamı seçildi, 5 adet onur ödülüyle mükâfatlandırıldı. Sözleri ve şiddet içermeyen mücadele yöntemi sadece siyahlar için değil, tüm sömürülen ve ezilen toplumlar için bir model oldu. 35 yaşında özgürlük mücadelesi bayraktarlığının bir simgesi olarak, Nobel ödülü kazandı ve yaklaşık 54,123 dolarlık ödülü kabul etmeyerek, insan hakları örgütlerine bağışladı. 1948 yılında li

Rastgele

Değerlendirenler

Kim terörist?

Kim terörist?

Misafirler